Kaygılı Bağlanma Nedir? Sürekli Onay Arayışı ve Terk Edilme Korkusu
Kaygılı Bağlanma Nedir? | Sürekli Onay Arayışı ve Terk Edilme Korkusu
“Beni seviyor mu? Neden geç cevap verdi? Yoksa artık beni istemiyor mu?”
Bu tür sorular zihnini sıkça meşgul ediyorsa, ilişkilerde yoğun kaygı, sürekli onay arayışı ya da terk edilme korkusu yaşıyorsan, büyük ihtimalle kaygılı bağlanma stiline sahipsin.
Kaygılı Bağlanma Ne Anlama Gelir?
Kaygılı bağlanma, çocukluk döneminde bakım veren kişinin tutarsız, değişken ya da belirsiz tutumları sonucunda gelişir.
Çocuk, zaman zaman şefkat ve ilgi görürken, bazı zamanlarda ihmal edilir veya reddedilir. Bu çelişkili deneyimler, çocuğun zihninde şu inancı doğurur:
Yakınlık mümkündür ama her an elimden gidebilir. O yüzden kaybetmemek için çabalamalıyım.”
Kaygılı Bağlanma Belirtileri Nelerdir?
Kaygılı bağlanma stiline sahip yetişkinlerde şu davranış ve duygular sıkça görülür:
Partnerin ilgisini kaybetme korkusu
Aşırı ilgi ve yakınlık talebi
Sürekli onay ve güvence arayışı
Terk edilme kaygısı
“Ben yeterli değilim” veya “Yalnız kalırsam baş edemem” düşünceleri
Duygusal dalgalanmalar
Özsaygının ilişkilere bağlı olması
Kaygılı bağlanan bireyler ilişkilerde genellikle çok fazla verir. Ancak yeterli karşılık alamadıklarında derin hayal kırıklıkları yaşayabilir ve bu duygular sıklıkla kendilerine yönelir:
“Yine sevilmedim. Yine fazla oldum.”
Kaygılı Bağlanmanın Nedenleri | Çocuklukta Bağlanma Sorunları
Bu bağlanma stilinin kökeninde çoğu zaman aşağıdaki durumlar yatar:
Duygusal ihtiyaçların zamanında ve tutarlı şekilde karşılanmaması
“İlgi çekmek için çabalamalıyım” inancının oluşması
Bakım verenin tutarsız davranışları (bazen sıcak, bazen kayıtsız olması)
Ebeveynin kendi duygusal ihtiyaçlarını çocuğa yüklemesi
(“Sen olmazsan ben yapamam” gibi ifadeler)
Bu karmaşık dinamikler, çocuğun zihninde şu temel inancı oluşturur:
“Yakınlık değerli ama tehlikeli olabilir.”
Kaygılı Bağlanma Stili Değişebilir mi?
Evet, bağlanma stili değiştirilebilir. Kaygılı bağlanma bir kimlik değil, öğrenilmiş bir ilişki modelidir. Farkındalık ve psikolojik destekle dönüştürülebilir.
Terapi sürecinde birey şu becerileri geliştirebilir:
Kaygıyı tetikleyen durumları fark etme
Duygusal ihtiyaçları sağlıklı yollarla ifade etme
İlişkilerde sınırlar belirleme
Kendilik değerini ilişki dışı kaynaklarla inşa etme
Bu süreçle birlikte kişi, yakınlığı kaybetmemek için aşırı çaba göstermesine gerek olmadığını ve yalnız kaldığında da güvende hissedebileceğini öğrenir.
Kaygılı Bağlanmanın Arkasındaki Gerçek: Sevilmeye Değersin
Unutma:
Kaygılı bağlanma, sevgiye duyduğun inancı değil, sevginin sürekliliğiyle ilgili duyduğun endişeyi gösterir.
Bu kalıbı fark etmek bile değişim için büyük bir adımdır.
Bağlanma Serisi Devam Ediyor!
Bir sonraki yazımızda:
“Kaçıngan Bağlanma: Yakınlıktan Korkmak” konusunu inceleyeceğiz.
Eğer ilişkilerde mesafe koyma eğilimindeysen, “çok fazla gelme” diyorsan ya da duygusal yakınlık seni tedirgin ediyorsa, bu yazı tam sana göre olacak.